İstanbul
12 Mart, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    36.55
  • EURO
    39.56
  • ALTIN
    3414.3
  • BIST
    10.46
  • BTC
    81581.886$

ÖMRÜ ŞİİRLE YOĞRULAN SUBUTAY HİKMET

08 Mart 2025, Cumartesi 18:08
ÖMRÜ ŞİİRLE YOĞRULAN SUBUTAY HİKMET

Ömrü Şiirle Yoğrulan Şair: Subutay Hikmet 100 Yaşında

Ahmet Özer

 

TRABZON

 

Taksim’den kalktık mıydı

Saata varmaz Hamsiköy’deyiz
 

Konakoğlu’nda oturur

Baş başa bir sütlaç yeriz
 

Naraburnu’ndan eser bir rüzgâr

Olur içimiz tertemiz

 

Bu sene gelemiyorum,

Seneye birlikte gideriz

 

 

12 Mart 1925 doğumlu Subutay Hikmet de İsmet Zeki Eyuboğlu gibi 100 yaşında. Bizimle yaşıyor, yapıtları yaşamımıza anlam katıyor. Sanatçılar, emek sahibi değerli kişiler, topluma güç verenler ölmez. Gitseler de ışığı üzerimizde durur.

Subutay Hikmet, Maçka’nın Hacevera(Yeşilyurt) köyündendir. Aile, kanun çıktığında Karsan soyadını alır. Başlangıçta “Karsan”, “Karahasanoğlu” soyadlarını kullanan şair, ömrünün büyük bir bölümünde -ve kitaplarında- Subutay Hikmet adıyla tanınır.

Dedesi Mehmet Ali Efendi, Maçka’nın ilk müftüsüydü.

Babası Ömer Hikmet Karahasanoğlu, öğretmen ve müfettiş olarak uzun yıllar görev yapar. 1940’lı yıllarda Trabzon Halkevi yayın organı İnan’da yazı ve şiirleri yayımlanır. TDK için Maçka ve köylerinde sözcük araştırması, derlemeler yapar, Trabzon’un yerel gazetelerinden Hizmet’te, Hakimiyet’te uzun yıllar yazılar yayımlar.

Ömer Hikmet Karahasanoğlu’nun Şebinkarahisar, Zara ve Sinop’ta görev yapması, oğlu Subutay Hikmet’in bu yörelerin kültürel dokusuyla iç içe geçen ilkokul öğreniminin bir bölümüne ortam oluşturur, ileride yazacağı şiirlere pencere açar. İlkokul öğrenimi Trabzon İskenderpaşa İlkokulu’nda sona erer.

Trabzon Kemerkaya Ortaokulu’nda 15-20 gün gördüğü öğrenimin ardından, Zağnos Ortaokulu’na gönderilir.

1937’de Atatürk’ün Trabzon’u son kez ziyaretlerine, ortaokul öğrencisi olarak tanık olur.

1939-1942 yılları Trabzon Lisesi’nde geçer.

Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Trabzon Adliyesinde hâkim stajı görür.

Hadımköy’de 6 ay süren askerliğin ardından evlenir.

1949’da ilk oğlu doğar. Daha sonraki yıllarda bir kızı, bir oğlu dünyaya gelir.

Balıkesir-Bandırma, Afyon -Sandıklı, Rize- Çayeli’nde hâkim olarak görev yapar.

Bir süre sonra istifa eder. Trabzon’da avukatlık yapar. İstanbul’a taşınınca aynı görevi orada sürdürür.

İstanbul’da sanat hareketlerine katılmaktan geri kalmaz. Şiirleri, çeşitli dergilerde yer alır, kitapları yayımlanır.

 

 

MAÇKA

 

Bir katlı iki katlı evler

Bahçeler içinde

Kiremit kırmızısında

Ağaç yeşilinde

 

Derenin tahta köprüsü

Şimdi beton

Isınır kertenkele

Temmuz güneşinde

 

Camicedit mahallesi

Taşmektup sokak

On numaralı hane

Tepe üstünde

 

Çocukluğumdur hâlâ

Çiziktaşı oynar

Komşu kızlarla

Kapı önlerinde

 

1948’de İnan’da ilk şiirleri yayımlanan Subutay Hikmet’in ilk kitapları Trabzon’da yayımlanır: Hepsi Bir, Dünyanın Tadı.

Bu kitapları; Ateş Çiçekleri-Beyza’yı Tanır mısınız-Zaman Boyutu-Gece Aydınlığı- Şiirlerle Nasrettin Hoca-Bir Kuşun İki Kanadı…izler.

Anılar’ı büyük bir içtenliğin ürünü olur.

1976’da Saçak adını verdiği dergiyi 29 sayı yayımlar.

Subutay Hikmet’in bütün emeği, merkezi Ankara’da olan Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nca; 2011’de, Yaşar Miraç’ın çabasıyla “Tüm Şiirleri, Anıları Yaşamı ve Yapıtları”nı içeren 563 sayfalık KİTAB-I HİKMET adlı kitapla okura sunulur.

***

 

İstanbul’dan Trabzon’a gelişlerinde söyleşir, edebiyatın tepelerine tırmanırdık. Coşkulu, ilgili, şiirle sarmaş dolaş, duyarlı bir şairdi.

İstanbul’da kaldığı evlerde ziyaretine gider, söyleşilerimizi orada sürdürürdük. Cağaloğlu (Abdullah Cevdet İçtihatevinde) ve Acıbadem’de kaldığı evlerde dostlarımla ziyaretine gider, edebiyatın, şiirin güzelliklerini paylaşırdık.

Son görüşmemizde beni kitaplığının olduğu odaya götürdü. “Senin bana yazdığın mektuplarla benim sana yazdıklarımı bir dosya içinde sana vermek istiyorum.” dedi. Uygun gördüm. Ona yazdığım onlarca mektupla, onun bana yazdıkları belgeliğimdedir.

Bir gün sormuştum:

Sevgili Subutay Ağabey, “İstanbul-Maçka arasındaki gönül köprüsü için ne düşünüyorsunuz?”

“İstanbul’dayken Maçka gözümde tüter, oraya gidince burayı özlerim.” diye yanıt vermişti.

 

DAÜSSILA

           -Aycel, duyuyor musun

 

Maçka’da bir köy, kasabaya yakın

Bahçelere dağılmış evler

“Karşıdan geliyor boyuna bakın”

Gençliğimi bıraktığım yerler

Beni unutmayın sakın

Beni unutmayın sakın

 

Soha, Laha, Kamaha

Gözlerinde bin yeşil

O günlere bir daha

Dönmesi mümkün değil

Oysa canlılar hâlâ

Soha, Laha, Kamaha

 

Ağaçtan ağaca uçtu bir kise

Kanatlarında dünya

Yol üstü “Eskimedrese”

Yürekler açık gönüller fora

Yerli yerinde “Atlıkilise”

Ağaçtan ağaca uçtu bir kise

 

“Yazılıgürgen” yüce mi yüce

Dorukları uzanır göklere değin

Gurbet ellerde ölsem de

Alın bu topraklara verin

Getirip beni güzelce

Getirip beni güzelce

 

Subutay Hikmet’in şiirinde yaşamın her alanından görüntüler vardır. Tanrı, ölüm gibi metafizik konulardan aşka, Afrikalı mazlum siyahilerden günübirlik olaylara uzanan şiirlerine, Numune Hastanesi de girer, Trabzon limanındaki kaza da, ölü muayene ve zabıt varakası da…

Anılarında; köyünü, ilk aşklarını, edebiyatla iç içe günlerini, özellikle babasını ve kız kardeşini uzun uzun anlatır. Lise öğreniminden sonraki yaşamı Ankara Hukuk Fakültesi, hakimlik, avukatlık, tükenmeyen edebiyat aşkı ve kitaplarla yoğrulur. Bu arada acılardan en büyüğü olan evlat acısıyla yıkılır, ilk oğlunu yitirir.

Subutay Hikmet,1 Mart 2006’da İstanbul’da yaşamını yitirir. O da Tıpkı İsmet Zeki Eyuboğlu (12 Kasım 2003) gibi memleketi Maçka’ya götürülerek özlemini diri tuttuğu toprağa verilir. Bu özlemin yansıtıldığı şiirlerinden biriyle anısına saygılar sunuyorum.

 

ÖZLEM

 

Yumup gözlerimi bekliyorum

Yaşım gene on beş - on altı

 

Mısır kumulları bağlanmış

Eylül-Ekim arası

 

Şimdi göçler yaylalardan inmiştir

Yapraklar daha bir sarı

 

Yanım yörem çok köşeli bir özlem

Avucumda kuş cıvıltıları

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.