ÖMRÜ ŞİİRLE YOĞRULAN SUBUTAY HİKMET
08 Mart 2025, Cumartesi 18:08
Ömrü Şiirle Yoğrulan Şair: Subutay Hikmet 100 Yaşında
Ahmet Özer
TRABZON
Taksim’den kalktık mıydı
Saata varmaz Hamsiköy’deyiz
Konakoğlu’nda oturur
Baş başa bir sütlaç yeriz
Naraburnu’ndan eser bir rüzgâr
Olur içimiz tertemiz
Bu sene gelemiyorum,
Seneye birlikte gideriz
12 Mart 1925 doğumlu Subutay Hikmet de İsmet Zeki Eyuboğlu gibi 100 yaşında. Bizimle yaşıyor, yapıtları yaşamımıza anlam katıyor. Sanatçılar, emek sahibi değerli kişiler, topluma güç verenler ölmez. Gitseler de ışığı üzerimizde durur.
Subutay Hikmet, Maçka’nın Hacevera(Yeşilyurt) köyündendir. Aile, kanun çıktığında Karsan soyadını alır. Başlangıçta “Karsan”, “Karahasanoğlu” soyadlarını kullanan şair, ömrünün büyük bir bölümünde -ve kitaplarında- Subutay Hikmet adıyla tanınır.
Dedesi Mehmet Ali Efendi, Maçka’nın ilk müftüsüydü.
Babası Ömer Hikmet Karahasanoğlu, öğretmen ve müfettiş olarak uzun yıllar görev yapar. 1940’lı yıllarda Trabzon Halkevi yayın organı İnan’da yazı ve şiirleri yayımlanır. TDK için Maçka ve köylerinde sözcük araştırması, derlemeler yapar, Trabzon’un yerel gazetelerinden Hizmet’te, Hakimiyet’te uzun yıllar yazılar yayımlar.
Ömer Hikmet Karahasanoğlu’nun Şebinkarahisar, Zara ve Sinop’ta görev yapması, oğlu Subutay Hikmet’in bu yörelerin kültürel dokusuyla iç içe geçen ilkokul öğreniminin bir bölümüne ortam oluşturur, ileride yazacağı şiirlere pencere açar. İlkokul öğrenimi Trabzon İskenderpaşa İlkokulu’nda sona erer.
Trabzon Kemerkaya Ortaokulu’nda 15-20 gün gördüğü öğrenimin ardından, Zağnos Ortaokulu’na gönderilir.
1937’de Atatürk’ün Trabzon’u son kez ziyaretlerine, ortaokul öğrencisi olarak tanık olur.
1939-1942 yılları Trabzon Lisesi’nde geçer.
Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Trabzon Adliyesinde hâkim stajı görür.
Hadımköy’de 6 ay süren askerliğin ardından evlenir.
1949’da ilk oğlu doğar. Daha sonraki yıllarda bir kızı, bir oğlu dünyaya gelir.
Balıkesir-Bandırma, Afyon -Sandıklı, Rize- Çayeli’nde hâkim olarak görev yapar.
Bir süre sonra istifa eder. Trabzon’da avukatlık yapar. İstanbul’a taşınınca aynı görevi orada sürdürür.
İstanbul’da sanat hareketlerine katılmaktan geri kalmaz. Şiirleri, çeşitli dergilerde yer alır, kitapları yayımlanır.
MAÇKA
Bir katlı iki katlı evler
Bahçeler içinde
Kiremit kırmızısında
Ağaç yeşilinde
Derenin tahta köprüsü
Şimdi beton
Isınır kertenkele
Temmuz güneşinde
Camicedit mahallesi
Taşmektup sokak
On numaralı hane
Tepe üstünde
Çocukluğumdur hâlâ
Çiziktaşı oynar
Komşu kızlarla
Kapı önlerinde
1948’de İnan’da ilk şiirleri yayımlanan Subutay Hikmet’in ilk kitapları Trabzon’da yayımlanır: Hepsi Bir, Dünyanın Tadı.
Bu kitapları; Ateş Çiçekleri-Beyza’yı Tanır mısınız-Zaman Boyutu-Gece Aydınlığı- Şiirlerle Nasrettin Hoca-Bir Kuşun İki Kanadı…izler.
Anılar’ı büyük bir içtenliğin ürünü olur.
1976’da Saçak adını verdiği dergiyi 29 sayı yayımlar.
Subutay Hikmet’in bütün emeği, merkezi Ankara’da olan Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nca; 2011’de, Yaşar Miraç’ın çabasıyla “Tüm Şiirleri, Anıları Yaşamı ve Yapıtları”nı içeren 563 sayfalık KİTAB-I HİKMET adlı kitapla okura sunulur.
***
İstanbul’dan Trabzon’a gelişlerinde söyleşir, edebiyatın tepelerine tırmanırdık. Coşkulu, ilgili, şiirle sarmaş dolaş, duyarlı bir şairdi.
İstanbul’da kaldığı evlerde ziyaretine gider, söyleşilerimizi orada sürdürürdük. Cağaloğlu (Abdullah Cevdet İçtihatevinde) ve Acıbadem’de kaldığı evlerde dostlarımla ziyaretine gider, edebiyatın, şiirin güzelliklerini paylaşırdık.
Son görüşmemizde beni kitaplığının olduğu odaya götürdü. “Senin bana yazdığın mektuplarla benim sana yazdıklarımı bir dosya içinde sana vermek istiyorum.” dedi. Uygun gördüm. Ona yazdığım onlarca mektupla, onun bana yazdıkları belgeliğimdedir.
Bir gün sormuştum:
Sevgili Subutay Ağabey, “İstanbul-Maçka arasındaki gönül köprüsü için ne düşünüyorsunuz?”
“İstanbul’dayken Maçka gözümde tüter, oraya gidince burayı özlerim.” diye yanıt vermişti.
DAÜSSILA
-Aycel, duyuyor musun
Maçka’da bir köy, kasabaya yakın
Bahçelere dağılmış evler
“Karşıdan geliyor boyuna bakın”
Gençliğimi bıraktığım yerler
Beni unutmayın sakın
Beni unutmayın sakın
Soha, Laha, Kamaha
Gözlerinde bin yeşil
O günlere bir daha
Dönmesi mümkün değil
Oysa canlılar hâlâ
Soha, Laha, Kamaha
Ağaçtan ağaca uçtu bir kise
Kanatlarında dünya
Yol üstü “Eskimedrese”
Yürekler açık gönüller fora
Yerli yerinde “Atlıkilise”
Ağaçtan ağaca uçtu bir kise
“Yazılıgürgen” yüce mi yüce
Dorukları uzanır göklere değin
Gurbet ellerde ölsem de
Alın bu topraklara verin
Getirip beni güzelce
Getirip beni güzelce
Subutay Hikmet’in şiirinde yaşamın her alanından görüntüler vardır. Tanrı, ölüm gibi metafizik konulardan aşka, Afrikalı mazlum siyahilerden günübirlik olaylara uzanan şiirlerine, Numune Hastanesi de girer, Trabzon limanındaki kaza da, ölü muayene ve zabıt varakası da…
Anılarında; köyünü, ilk aşklarını, edebiyatla iç içe günlerini, özellikle babasını ve kız kardeşini uzun uzun anlatır. Lise öğreniminden sonraki yaşamı Ankara Hukuk Fakültesi, hakimlik, avukatlık, tükenmeyen edebiyat aşkı ve kitaplarla yoğrulur. Bu arada acılardan en büyüğü olan evlat acısıyla yıkılır, ilk oğlunu yitirir.
Subutay Hikmet,1 Mart 2006’da İstanbul’da yaşamını yitirir. O da Tıpkı İsmet Zeki Eyuboğlu (12 Kasım 2003) gibi memleketi Maçka’ya götürülerek özlemini diri tuttuğu toprağa verilir. Bu özlemin yansıtıldığı şiirlerinden biriyle anısına saygılar sunuyorum.
ÖZLEM
Yumup gözlerimi bekliyorum
Yaşım gene on beş - on altı
Mısır kumulları bağlanmış
Eylül-Ekim arası
Şimdi göçler yaylalardan inmiştir
Yapraklar daha bir sarı
Yanım yörem çok köşeli bir özlem
Avucumda kuş cıvıltıları
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.