Biz sözümüzü söylemedik daha!
19 Nisan 2025, Cumartesi 12:31
Alâettin BAHÇEKAPILI
(Zorunlu açıklama: Aşağıda okuyacağınız yazıyı, 2019 yerel seçimlerinden önce kaleme aldım. Genellikle yazılarımı -sevgili çalışma arkadaşım Firdes Eren'in 'önce word belgesine yaz patron' uyarısını karşın - doğrudan doğruya internet sitesine yazdığım için -site yenilemeler nedeniyle- bu yazımı bir daha bulamadım. Ta ki, arşivimi karıştırırken, bugün karşıma çıkıncaya değin. Bir kopyasını alıp saklamışım zaman içinde... O zaman 299 kez okunmuş. Güncelliğini yitirmeyen ve bugünkü duygu/düşüncelerimi/söylemimi de yansıtan bu yazıyı dikkatlerinize sunma gereği duydum. Sevgilerimle. Alâettin Bahçekapılı)
Yerel seçimlerin yapılmasına sayılı günler kala, siyasiler topluma ulaşma ve siyasi görüşlerini aktarma gayreti gösterirken, bir başka gayret de basın camiasında görülüyor: Ulusal ve yerel basında birbirini karalama girişimlerine sosyal medyada -kendini gösterme ve kuralsız davranma kolaylığından yararlanan- troller de eklendi. Seçim sürecinde kısıtlı olanaklarla haber kovalamaya çalışan, kimi adayların ve partilerin itibar etmemesine de fazlaca aldırmayan yerel basın mensuplarına karalayıcı, itibar sarsıcı, hakaret edici paylaşımlar çoğaldı.
Eline fotoğraf ve video çekme olanağı da veren bir cep telefonu alan pek çok kişi kendini “gazeteci” sanarak sahaya çıkmakta ve mesleğin itibarından yararlanmaya çalışmakta. Hele internette 10-15 dolar verilerek sahip olunan bir isim hakkı elde edip kendini gazete, dergi, radyo, televizyon sahibi sanma kolaycılığına düşenlerin varlığı mesleği daha da kirletmekte. Herhangi bir eğitim, bilgi, birikim istemediğini sanarak sahaya çıkan bu türedi kişiler, sahada birkaç kişiye ulaşma olanağı bulduklarında, “köy yolunda araba tekerleğine konan sineğin tekerleğin kaldırdığı toza bakarak ‘amma da tozuttum’ demesi” gibi yanıltıcı duygunun pençesine düşerek kendi ruhlarındaki kirliliği mesleğe de bulaştırmakta. Bu tutumun yarattığı puslu havadan en çok da, gerçek haberciler, gerçek gazeteciler etkilenmekte; ağır algı operasyonuna karşı savunmasız olan okuyucunun, dinleyicinin, seyircinin haber alma-düşünceye ulaşma olanakları kısıtlanmakta, gerçek olanla olmayanı ayırt etme, kavrama yetileri körelmekte. Yaratılan puslu ortamı çok seven bu türedi kişilere cesaret veren ya da bunları örgütleyen siyasiler de bulunabilmekte.
Son günlerde sosyal medyada dolaşıma sokulan gerçekle, mantıkla ve doğrulukla ilgisi olmayan böyle bir uygulamanın yarattığı ve yaratacağı olumsuzlukların hesabının sorulmayacağını sanan zavallılara yarım yüzyılı aşan bir süredir emeğini gazetecilik mesleğine veren bir kişi olarak söyleyecek bir söz bulmakta güçlük çekiyorum: Belki Necip Fazıl’ın;”Sana alçak diyemem, alçaklık irtifadır. Sen bir çukursun” sözünün tam da yakıştığı bu türedilerle yargıda hesaplaşılacağını söylemekle yetinmek en iyisi. Ancak şunu da eklemekten kendimi alamıyorum: Kendi payıma çıkar karşılığı haber yazan şerefsizdir, olmayan böyle bir şeyi iddia eden de şerefsizdir.
Alâettin BAHÇEKAPILI
TRT Şef Prodüktörü (E)
Araştırmacı-Yazar
Ataşehir Kültür dergisi ve
Haberci Gazete Genel Yayın Yönetmeni
Bu yazının ilk yayımı: 30 Mart 2019
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Aydın AYAN
19-04-2025 15:29Sanırım 300. Okuyucuyum.
Selçuk
19-04-2025 15:23Ülkemizde her dönemde okunacak güncelliğini hiç yitirmeyecek bir yazı. Mükemmel saptamalar… Ellerinize sağlık değerli Alâettin ağabeyciğim.
Sema Yurtkoruyan
19-04-2025 14:27Desene 'Garp Cephesinde' değişen birşey yok!