İstanbul
13 Mart, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    36.55
  • EURO
    39.56
  • ALTIN
    3414.3
  • BIST
    10.46
  • BTC
    81581.886$

Halk TV "bilirkişi" davası: Toktaş'a tahliye, gazetecilere beraat

Halk TV "bilirkişi" davası: Toktaş'a tahliye, gazetecilere beraat
Halk TV “bilirkişi” davasının ilk duruşması bugün yapıldı. Savcılık Suat Toktaş’ın tutukluk halinin devamını isterken mahkeme, Suat Toktaş’ın tahliyesine karar verdi. Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek de beraat etti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği basın toplantısında gündeme getirdiği bilirkişi S.B. ile ilgili haberi yayınlayan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek haklarında açılan davanın ilk duruşmasında beraat ettiler.

Toktaş'ın tahliyesi istendi

Savcılık 34 gündür cezaevinde olan GYY Suat Toktaş’ın tutukluk halinin devamını isterken mahkeme, Toktaş’ın tahliyesine karar verdi. Beraat kararı mahkemede alkışlarla karşılandı.

Duruşmayı gazetecilerin avukatları, meslektaşları, basın örgütü temsilcileriyle birlikte CHP Genel Başkan Yardımcıları Burhanettin Bulut, Gökan Zeybek, Gökçe Gökçen ile milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, SOL Parti MYK Üyesi Alper Taş, TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın da bulunduğu çok sayıda siyasetçinin yanı sıra TTB Başkanı Erinç Sağkan ve hukukçular da izledi.

Gelişmeleri canlı takip ettik:

Dava başladı

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca düzenlenip Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, Pehlivan ile Oğuz’a “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçlamalarıyla 6 yıldan 14 yıla kadar, Toktaş, Selek ve Asker hakkında ise “kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme” suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

 

Daha büyük salon talep edildi

Suat Toktaş tutuklanırken, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz serbest bırakıldı.
Toktaş ile dört gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede toplam 55 yıl hapis cezası isteniyor. Dava, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.

Mahkemenin görüldüğü salonun küçüklüğü nedeniyle büyük bir salon talep edildi.

“Bu gazetecilik faaliyetidir”

Halk TV'nin aktardığına göre:

İlk olarak haberi sunan Seda Selek’in ifadesi alındı. Selek, o günkü programda İmamoğlu’nun açıklamalarını değerlendirmeye başladıklarını, daha sonra Barış Pehlivan’ın haber içeriğinin kendisine iletildiğini anlattı, ” Bu içerik çok kısaydı. Değerlendirme yapacak bir içerik de yoktu. Bu gazetecilik faaliyetidir” dedi.

Selek ifadesinde şunları söyledi:

“23 yıllık gazeteciyim. 27 Ocak haber akışında canlı yayındaydık. O gün İmamoğlu’nun açıklaması vardı. Canlı yayında bu toplantıyı verdik. Basın toplantısı bittikten sonra İmamoğlu’nun açıkladığı konuları değerlendirmeye başladık. Program devam ederken rejiden kulağıma Barış Pehlivan’ın haber içeriği söylendi. Bu içerik çok kısaydı. Değerlendirme yapacak bir içerik de yoktu. Bu gazetecilik faaliyetidir. Bilirkişi merak edilen bir kişiydi, soru sorulması doğaldır.”

Suat Toktaş duruşma salonunda

Seda Selek’in ifadesi tamamlanırken, Suat Toktaş adliyeye getirildi. Toktaş duruşma salonunda alkışlarla karşılandı. Bu arada Kürşad Oğuz’un ifadesi alındı.

Kürşad Oğuz savunmasında şunları söyledi:

“30 yıllık gazeteciyim. Muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine kadar çok farklı görevlerde bulundum. Bu dava bana ve arkadaşlarıma değil, gazeteciliğe açılmış bir dava. İmamoğlu’nun basın toplantısındaydım. Bilirkişi S.B.’yi merak ediyordu. Herkesin merak ettiği hakkında iddialar olan kişiyle Barış Pehlivan’ın konuştuğunu fark ettim. Bu görüşme önemliydi ve kaydı yapıp gönderdim. Gazetecilik refleksi ile yaptığı kaydı Suat Toktaş’a gönderdim, herhangi bir ekleme çıkarma yapmadan. Amacım ifadeleri eksiksiz olarak kayıt altına almaktı. Ne benim ne de Suat Toktaş’ın suç işleme kastı vardı. Sözkonusu bilirkişi İBB ile raporlarını zaten teslim etmiş. Biz o kaydı yaparken o raporlar zaten varmış. Yargıyı nasıl etkilemiş olabiliriz? Özgür, bağımsız haber kanallarının nefesinin kesilmesi, toplumun haber alma hakkının engellenmesidir.”

"Amaç haberi en doğru şekilde vermektir"

Oğuz’un avukatı Beliz Özkan, dava konusu eylemin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını vurguladı. Müvekkilinin gazetecilik refleksiyle ve sürekli röportaj yapan biri olması nedeniyle söz konuşmayı kayda aldığını belirten Özkan, “Haberi en doğru şekilde verebilmek adına bu kayıt yapılmıştır, temel amacı budur, ifşa kastı yoktur. Buradaki tüm sanıklar onuruyla mesleklerini yapmaya çalışan insanlar. Tek amaçları daha iyi bir gazetecilik yapmak. Bizim aslında onları ödüllendirmemiz gerekiyor. Bu salondan çıkmadan adaletin halen var olduğuna inanmak istiyorum” diye konuştu.

Barış Pehlivan savunma yaptı

Bilirkişi S.B. ile telefonda görüşen Barış Pehlivan ifade verdi.

Gazeteci Barış Pehlivan savunmasına, “En özeti ne bu davanın? Bir bilirkişi ile yaptığım telefon görüşmesi. Açıyorum iddianameyi ilk başta 3 buçuk sayfa İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak Pazartesi tarihli basın toplantısının çözümleme tutanağı var. Evet, iddianame sayfalarca İmamoğlu’nun basın toplantısında ne dediğini aktarmış. Beş kez daha yüz kez daha çevirseniz neyi bulamazsınız biliyor musunuz? Bu davanın asıl konusu olan telefon görüşmesinin çözüm tutanağını” sözleriyle başladı.

“19 ay hapis yattım”

Pehlivan savunmasında şunları söyledi:

“Hani konuşmamın başında iki isim saydım ya: Ünal Tatar ve Osman Pamuk. Onlar kim, biliyor musunuz? Bundan tam 14 yıl önce bu salonlarda, sizin koltuklarınızda teröristler oturuyordu. Fethullahçıların cübbe giymiş örgüt elemanlarıydı. İşte onların bir de bilirkişi ayağı vardı. Diledikleri hukuksuz kararı o bilirkişilerin hukuksuz raporlarıyla alabiliyorlardı. Adını andığım iki kişi de bu ülkenin TÜBİTAK bilirkişileriydi. Ve yazdıkları hukuksuz raporlarla kumpasları desteklediler. İşte ben de bundan 14 yıl önce Ergenekon kumpasıyla hapse atıldığımda, o kumpasçı bilirkişilerin hukuksuz raporlarıyla 19 ay hapis yattım.”

“Tamamen gazetecilik refleksi”

İmamoğlu’nun basın toplantısı bittikten sonra hakkındaki iddiaları sormak için bilirkişiyi aradığını ve sorularını sorduğunu söyleyen Pehlivan, “Tamamen gazetecilik refleksi ve haber atlatmak için yapılan bir görüşmeydi. Eminim ve biliyorum ki, Kürşad Oğuz da Suat Toktaş da ‘yaptığım görüşmenin bir kelimesi bile eksiksiz aktarılmasın, iddialara karşı objektif durmak için yanıt hakkı da verelim ve iyi bir gazetecilik yapalım’ diye davrandı” dedi.

“Konuşmamız nezaket içinde geçti”

Bilirkişinin telefon görüşmesinde kendisiyle konuşmak istemediğine dair bir cümlesinin olmadığını belirterek devam eden Pehlivan, “Bilirkişinin istemediği şey konuşmak değil, Halk TV stüdyosunda ağırlanmak ve gazetecilik amacıyla yüz yüze görüşme isteğim. Baskıcı bir üslupla konuşsam, bilirkişi bana 4 kez “kusura bakmayın”, 2 kez de “başarılar dilerim” der mi? Elbette demez. Özetle konuşmamız bir gazeteci ve söyleşi yapılan kişi arasında geçmesi gerektiği mesafede, nezaket içinde geçti” dedi.

“Uyuşturucu baronu olsaydık dosyamız kapatılırdı”

Pehlivan şöyle devam etti:

“Sanık Suat Toktaş değil de ölüme neden olan Kızılay Başkanı’nın çocuğu olsaydı, bu davada tutuklu sanık olmazdı. Konu, hukuksuzluk yaptığı ileri sürülen bir bilirkişiyle söyleşi değil de altın kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen milletvekilleri olsaydı soruşturma bile açılmazdı. Gazeteci değil de bir uyuşturucu baronu, rüşvetçi bir bürokrat ya da tacizci bir tarikat şeyhi olsaydık dosyamız kapatılırdı. Ama değiliz. İyi ki de değiliz. Sadece gazeteciyiz. Biliyorum ki, bu davanın gizli suçu; Halk TV’nin yaptığı cesur gazeteciliktir. Tüm tehditlere ve baskılara rağmen sadece gerçeğe biat etmenin bedeli ödetilmek istenmektedir."

Suat Toktaş hakim karşısında

Saat 12:10 itibarıyla 34 gündür Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Halk TV GYY'si Suat Toktaş hakim karşısında ifade vermeye başladı.

"Kaçsaydım o gün kaçardım"

Hakim karşısında ifade veren Toktaş'ın ifadesinden:

"Kaçma ve delil karartma şüphesiyle tutuklandım. Kaçsaydım o gün kaçardım ama kaçmadım. Bir yönetici olarak sorumluluğu aldım.

Üç arkadaşım gözaltındayken o gün kanaldaydım ve yayını yönettim. Burada karartılacak delil de yok. Hamza Dağ , Melih Gökçek yayınladı aynı ses kaydını. Aynı akşam Beyaz TV yayınladı. Osman Gökçek üstüne yorum yaptı. Onlara hak olan bize neden değil?

Toplumda infial yaratmış bir şey yok ortada. İki çocuğum var yurt dışında. Onlara gittiğimde bile birkaç gün sonra sıkılıp ülkeye dönüyorum. Biz ülkeye sevdalı insanlarız, bir yere gitmeyiz. Siyaset penceresinden bakanlar burada bir siyasi hesap, adliye penceresinden bakanlar burada bir suç, gazetecilik cephesinden bakanlar burada haber görüyor.

MSB, Aile Bakanlığı, Çevre Bakanlığı… Haber neyse onları da ararız biz. İddianame son derece usul hatalarıyla dolu, belirli amaca matuf ifadelerin atlandığı, konulmadığı bir iddianame. Lehimizdeki kanıtları karartma çabası görüyorum burada. Sorularının tamamı gazeteciliktir Barış Pehlivan’ın. Ertesi gün Yeni Şafak da aradı bilirkişiyi ama çifte standart var.

Bilirkişi kendisinin işine yarayacağı bilgileri veriyor konuşmasında. CHP eleştirisi de var o konuşmada, ben onu da kesmemişim, sonuna kadar gazeteci kalmışım. Aldığı bir iki cümle ile haber oluşuyor. Aynı şeyi Yeni Şafak’a da söyledi, onlar da haber yaptı. Bilirkişi bize de onlara da ben AK Parti ve MHP aleyhine de rapor yazdım dedi. Yani kendi lehine bilgiyi paylaştı o konuşmada.

Bir gazeteci sohbet için aramış olabilir mi? Bu kadar kritik davalara dosya sunan bir bilirkişinin bir gazeteci tarafından öylesine aranmadığına dair bir muhakemesi olmalı.

Barış Pehlivan bana bunu yazdığında ilk sorum, izni var mı, dava açmaz değil mi? Doğru soru budur. Barış, 'Abi biz gazeteciyiz' yazıyor. O zaman yayınlıyoruz diyorum. Yayınlıyorum ve dönüyorum. Barış’ın 'Ağabey izni yok' yazdığını görüyorum. Benimle çalışan yüzlerce gazeteci standart kuralımı bilir. Her şey kaynağından doğru çıkacak.

Sorduğum soru doğrudur, aldığım cevap bir irade sakatlanmasına sebep olmuştur. Evet ben yayınladım. İşin sorumluluğunu alıyorum. Bundan sonrasında takdir sizindir. Suç işleme kastım olsa 'izni var mı?' diye sormam. Bilirkişinin adı kodlanarak verilmiştir. İzin olmadığını anladığımda bir daha yayınlanmamıştır. Suç işleme kastım olsa tekrar yayınlarım."

Seda Selek, Barış Pehlivan, Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz'un ifadeleri sona erdi.

Serhan Asker hakim karşısında

Halk TV sorumlu müdürü Serhan Asker hakim karşısında ifade vermeye başladı. Asker bu davada ifade veren son sanık. Asker'in ifadelerinden bazıları şu şekilde:

"Suçlamalara neden olan gün ben izindeydim. Soruşturma açılınca beni de sorumlu müdür sıfatıyla almalarını bekledim. Beni gözaltına alıp Gasp Büro’ya götürdüler.

Sonra TBB Başkanı Erinç Sağkan ve avukatımız gelince sorduk ve beni sorguya aldılar. İlk soru, siyasi parti kurdun mu? Hayır, kurmadım. Benden dolayı 20 yaşımdaki kızımın yeşil pasaportuna el koyup havalimanında bir saat gözaltına aldılar. Babasından dolayı kızımı gözaltına aldılar.

Allah rahmet eylesin, Edip Akbayram’ın cenazesinde olmak isterdim ama burada kendimizi savunmak durumunda bırakıldık. Suat Toktaş’ın habere bakışını anlatmam gerekirse Edip Akbayram hastanede yatıyor, arayıp gerekçesini öğrenir misin diye beni aradı. 'Edip Akbayram hastanede yatıyor' yazmak yerine gerekçesini de öğrenmemiz lazım dedi. Aileyi aradım, zatürreden hastanede yattığını öğrendim. Bu kadar titiz bir gazetecidir."

Kaynak: Ekonomim

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.