İstanbul
19 Nisan, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    41.94
  • ALTIN
    3706.9
  • BIST
    9.38
  • BTC
    76748.460$

FAİK AHMET BARUTÇU Biyografisi

FAİK AHMET BARUTÇU

Faik Ahmet Barutçu kimdir?

Türk siyasetinin önde gelen simalarından Faik Ahmet BARUTÇU, 1894 yılında Trabzonun’un Çarşı Mahallesi’nde doğdu. Osmanlı zamanında Trabzon Belediye Başkanlığı yapan Barutçuzade Hacı Ahmet Efendi’nin oğludur. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon’da tamamladıktan sonra, İstanbul Darülfünun Hukuk Şubesi’ne girdi. Hukuk Fakültesi’ni bitiremeden askere alındı. Askerlik sonrası, yarıda kalan hukuk öğrenimini tamamlamak için İstanbul’a döndü. Faik Ahmet Barutçu, hukuk tahsilatını tamamladıktan sonra Trabzon’a döndü ve avukatlığa başladı. Bu sıralarda Trabzon, Birinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çalışırken bir taraftan da, Mondros Mütarekesi ile birtakım heveslere kapılan Pontusçu Rumların faaliyetlerine sahne olmaktaydı. Faik Ahmet BARUTÇU, bu dönemde öncelikle Milli Mücadele yanlısı bir gazeteci, yazar ve hatip olarak tanındı. Trabzon ve civarına yönelik Rum ve Ermeni iddialarına karşı kurulan Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucuları arasına katıldı. 1919 yılı sonralarında tekrar açılan Trabzon Türk Ocağı’nın yönetim kurulunda yer aldı. Milli faaliyetler için 10 Aralık 1918 tarihinde çıkmaya başlayan İstikbal Gazetesi’nin başına geçti. Faik Ahmet BARUTÇU’nun başında bulunduğu ve Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’nin yayın organı olan İstikbal Gazetesi, 17 Mart 1925 tarihine kadar günlük ve bazen de haftalık olarak çıktı. İstikbal Gazetesi ile, Rum ve Ermeni faaliyetlerine karşı büyük bir mücadele verilmesi yanında, Trabzon’da milli heyecanın ve milli hassasiyete dayalı bir kamuoyunun oluşmasında önemli bir mesafe alındı. Faik Ahmet BARUTÇU, işgallere karşı düzenlenen birçok mitingi organize etti hatta mitinglere konuşmacı olarak katıldı. Bu sıralarda, Akçaabatlı Serdarzade Münir Bey’in kızı ile evlendi. Milli Mücadele’den sonra TBMM içinde meydana gelen gruplaşma sonunda kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası tarafında yer aldı. TPCF’nin, Şeyh Sait isyanı sırasında kapatılmasından sonra siyasi çalışmalarına bir süre ara veren Faik Ahmet BARUTÇU, avukatlığa başladı. 1933-1934 ve 1938-1939 yılları arasında Trabzon Baro Başkanlığı yaptı. 1939 yılı seçimlerinde Trabzon milletvekili seçildi. Milletvekili seçildiği zamanlarda, sahibi olduğu İstikbal Matbaası’nı Ankara’ya taşımayı teklif eden matbaa yöneticisinin tekliflerini, Söz olur endişesiyle geri çevirdi. BARUTÇU, bu yıllar arasında, çok ilginç ve önemli noktaları saptamasını bilen bir gözlemci, ülke ve dünya meseleleriyle ilgilenen iyi bir okuyucu ve sıcak kişiliği, insani yanı, tatlı diliyle sevilen bir milletvekili olarak tanındı. Gerek CHP grubunda gerekse Meclis içindeki davranışlarıyla; çevresindeki insanları etkilemesini, inandırmasını, en azından onlara kendini dinletmesini bilen saygın bir kişiliğe sahipti. Bu özellikleri ile ve demokratik anlayışı ve olayları değerlendirişiyle, kısa zamanda CHP yöneticilerinin ve özellikle İsmet Paşa’nın dikkatini çekti. 15 Mayıs 1943 tarihinde toplanan CHP altıncı büyük kurultayında CHP Genel İdare Kurulu’na seçildi. 1945 yılında CHP Genel Sekreter Yardımcılığına getirildi. 1946 seçimlerinden sonra kurulan birinci ve ikinci Hasan Saka kabinelerinde Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı olarak görev yaptı. CHP Grup Başkan Vekili oldu. Hükümet Sözcülüğü yaptı. 1950 seçimlerinde Trabzon’dan tekrar milletvekili seçildi. 1954 seçimlerinde CHP’nin seçimleri kaybetmesiyle Meclis dışı kaldı. Tekrar avukatlığa döndü. 1957 yılında yapılan seçimlerde CHP Ankara milletvekili seçildi. 1958 yılında düzenliği gezilerden birinde kalp spazmı geçirdi. Tedavi olmak için İngiltere’ye gitti. 1959 yılında İngiltere’de ameliyat oldu ise de Türkiye’ye döndükten sonra sağlığı düzelmedi. Dört çocuk babası Faik Ahmet BARUTÇU, 14 Mart 1959 tarihinde Ankara’da vefat etti. Eşi, Serdarzade Münir Bey’in kızıydı. Faik Ahmet BARUTÇU’nun diplomat olan ve 2003 yılında vefat eden oğlu Ecmel BARUTÇU, babasının siyaset içindeki konumuyla ilgili olarak söylenen ve yazılan şu ifadeleri aktarmıştır: “Türk siyaset dünyasının büyük hatiplerinden biri olarak kabul edilen rahmetli babam Faik Ahmet BARUTÇU’yu daha Milli Mücadele yıllarından tanıyan ve onun yakın bir parlamenter arkadaşı olan, ülkemizin tanınmış maarifçilerinden HıfzırrahmanRaşid Öymen, bir gün bana şöyle demişti: ‘Onu TBMM’de dinlerken kendimi eski Roma Senatosu’nda sanıyorum. Sanki Çiçeron konuşuyor.’ Yine eski parlamenter arkadaşlarından biri olan Prof. Turhan Feyzioğlu, Faik Ahmet BARUTÇU’nun vefatı münasebetiyle Ulus Gazetesi’nde 18 Mart 1959 tarihinde çıkan makalesinde onun için: ‘Kürsüde konuşurken, kendi kendini aşarak adeta devleşen bir parlamento hatibiydi’ diyordu. Ordu eski milletvekili Ferda Güley ise, Faik Ahmet BARUTÇU’nun 17. Vefat yıl dönümünde çıkan bir makalesinde: ‘Faik Ahmet BARUTÇU, her değerin üstünde dev bir parlamento hatibi idi. Meclis kürsüsüne çıkar çıkmaz, şövalyeler zamanındaki bir savaşçı gibi, sataşma, söz atma, hatta bazen hakaret etme oklarının delemediği zırhlar içinde, kişneyerek kendisini bekleyen atına biner, bazen atı kürsünün bir ucundan öbür ucuna koşturur, bazen mahmuzlayarak ya da kırbaçlayarak şaha kaldırır, gerektiğinde bütün hızıyla Meclis’in üstüne sürerdi. Faik Ahmet BARUTÇU kürsüye çıkmaz, kürsüyü zaptederdi. Kollarını sıvar, muhalefeti-muvafakatı ile tüm Meclis’i bir hamur gibi yoğurur, bu hamura kendi keyfine göre biçimler verir ve sonra bunları bozarak başka biçimlere sokardı. Soğuk bir Mart günü onu ağlayarak toprağa veriirken, dudaklarımdan ertesi gün gazetelerde yer alan şu sözler dökülmüştü: “Türkiye büyük Millet Meclisi kemanı kaybetti, geriye biz kemençeler kaldık diye yazmıştır.”