© BRT

Üç araştırmacı üç saat Dr. Mustafa Duman'ı anlattı, bitiremedi

Halk kültürü ve özellikle Nasreddin Hoca konularında yayımladığı yapıtlarıyla tanınan Dr. Mustafa Duman, dün başlangıcından beri yazarı olduğu KIYI dergisinin Maltepe Yaşar Kültür Merkezi Cep Tiyatrosu salonunda düzenlediği panelde üç arkadaşı tarafından üç saat süreyle anlatıldı.

 

İSTANBUL-MALTEPE- Halk kültürü ve özellikle Nasreddin Hoca konularında yayımladığı yapıtlarıyla tanınan Dr. Mustafa Duman, dün başlangıcından beri yazarı olduğu KIYI dergisinin Maltepe Yaşar Kültür Merkezi Cep Tiyatrosu salonunda düzenlediği panelde üç arkadaşı tarafından üç saat süreyle anlatıldı. Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen'in de baştan sona dikkatle izlediği panelde Dr. Mustafa Duman'ın halk kültürüne, Nasreddin Hoca araştırmalarına, Trabzon yöresi halk şairlerine ilişkin çalışmaları anlatıldı.

 

 

KIYI dergisinin Fethi Yılmaz'ın  açılışını yaptığı etkinlikte Ali Mustafa, Duman'ın yaşamından kesitler içeren bir sunum yaptı. Duman'ın pekçok yazısıyla KIYI dergisine büyük katkıları olduğunu, 1960'lı yıllarda yazdığı şiirlerin "gelecek vaat etmesine rağmen" bu alanda çalışmayı bırakmasının "edebiyat adına bir kayıp" olduğunu ifade eden Ali Mustafa'dan sonra, Gazeteci, Yazar Alâettin Bahçekapılı Duman'la olan arkadaşlığını, ortak çalışmalarını anlattı.

 

Bahçekapılı, Duman ile 1959'dan beri arkadaş, "kafadaş" olduklarını, Ortaokulu, Lise'yi birlikte okuduklarını, benzer mücadelerden geçerek ayrı dallarda üniversite bitirdikleri halde, araştırmacılıkta, edebiyatta ve çevre-kültür derneği çalışmalarında yan yana durduklarını vurgulayarak şöyle dedi:

 

"Mustafa Duman'ın ve ortak arkadaşımız Ahmet Özer'in 'en merak ettikleri' şey, Sesleri Bende Kaldı kitabımda arkalarından kalıcı yorumlarda bulunduğum -artık aramızda olmayan- ünlüler hakkında yazdıklarımı, onlar 'yaşarken' yazsam, 'ne diyeceğim'dir. Hatta Mustafa, bu isteğini hakkımda yazdığı oylumlu bir yazının sonunda bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla yineler:

      'Bir gün Nasreddin Hoca, cami önünde, toplanan cemaate: Ey cemaat, ben öldüğümde, musalla taşına yatırıldığımda, imam, mevtayı nasıl bilirsiniz, deyince ne cevap vereceksiniz? diye sorar. Cemaat: Allah geçinden versin Hoca, tabii ki, iyi biliriz, diyeceğiz. karşılığını verince, Hoca: O zaman ölmemi beklemeyin. Şimdi ben sağken söyleyin, ben de duyayım, der.'

Mustafa'nın bu ısrarlı isteğini yerine getirebilmek için, şimdi 6. dönem yayımlanan ve Sanat Yönetmeni olduğum KIYI'da bir Atardamar bölümü hazırlamaya karar veririm. Düşündüğüm gibi oylumlu bir söyleşi -yer darlığından- yapamasam da, 10 dostuna yazdırdığım yazıların yer aldığı Atardamar'a şöyle bir giriş yazarım:

 

 

 

 

 “10 DOST KALEMİNDEN”  Dr. MUSTAFA DUMAN

     Arşivine ve tuttuğu çeteleye bakıldığında hakkında ansiklopediler ve kitaplarda 31, dergi ve gazetelerde 111, toplam 142 yazı yazılmış. Radyo ve televizyonlarda söylenenler bu toplam içinde değil… 14 yaşındayken 15 şiirini 8 sayfalık bir kitapçıkta toplamış, bastırmış. 17 yaşında yazısı ve bilgisi, 19 yaşında şiiri yarışmalarda ödüllendirilmiş. Sonra, insanı tanımaya, sağlıklı tutmaya adamış kendini, taaa 1984’e değin steteskop kullanmış kalem yerine, uzak durmuş yazıdan; dayanamamış halk kültürü ve halk yazını konusuna eğilmiş, incelemeler/araştırmalar yapmış. 300’ten fazla makale üretmiş.  Böylece ödül/plaket sayısını 16’ya, kitap sayısını 22’e ulaştırmış. Şimdilik.  Sürekli çalışıyor çünkü. 77 yaşındaki bu doktorun “bibliyografyası”na bakıldığında, özeti 75 sayfa. Kendisiyle yarışıyor.

       Atom karınca… desek, doğru. Yenilerin “bilge/bilgiç” dediklerinden, doğru. Mesleği gereği insanı en ince ayrıntısına değin bilmesi gerektiğinden olsa gerek, ele aldığı konularda da öyle davranıyor. “En”leri seviyor; “en iyi” olmayı, oluyor. “En paylaşımcı” olmayı, oluyor. “En ince” (incelilik anlamında) olmayı, oluyor. “En derine” dalmayı, “en eskiye” gitmeyi… seviyor  –sahaflardan çıkmamasından belli değil mi?-  “En kalın” (kapsamlı/oylumlu anlamında) olmayı, oluyor. Yoksa, “yorgan için” nasıl, “Hoca Nasreddin” için, “çay, fındık” için, “türküler/maniler” için binlerce sayfa tutan araştırma/inceleme nasıl yapılır, onca kitap nasıl yazılır?

       Dost biriktirmeyi seviyor… En eski yazarlarından olduğu Kıyı dergisinin bu sayısında Atardamar bölümünün ona ayrıldığı duyulunca, onlarca kişinin yazılarıyla koşturup gelmesinden belli değil mi! O denli ki, derginin Atardamar’a ayırabileceği sayfaların sınırlı olması nedeniyle, “kısa yaz” dediklerimizin yanı sıra “yazma” da dedik kimi dostlarına. Üstelik, “65 yıllık arkadaşı Bahçekapılı’nın hakkında ne yazacağı” “en merak ettiği şey”di, yer darlığından “merakını gidermek” bir başka bahara kaldı."

Bahçekapılı, Mustafa Duman'ın arkadaşlarının Atardamar'a yazdıklarını örnekleyerek sürdürdüğü konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:

"Şimdi Mustafa’ya son sözlerimi söylüyorum:

     Necatigil ne demişti şiirinde  “Adı, soyadı Açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti

Kapanır parantez., Ne varsa o çizgide var”  Sevgili Mustafa biz doğum tarihimizden sonra çekilen çizgideyiz  ve parantezimiz daha kapanmadı. Parantezimiz kapandığında salımızı taşıyacak 4 kişiye ihtiyaç olacak. Bunların kim olacağını bilemeyiz. O nedenle bütün insanları  ve insanlığı seviyoruz. Bu benim için böyle, mutlaka senin herkesle dost olmana bakılırsa, senin için de öyle… İyi ki varsın… İyi ki arkadaşım, yerdeşim, kafadaşımsın."

Bahçekapılı'nın etkili, esprili, uzun, dikkatle dinlenen konuşmasının ardından Araştırmacı Sabri Koz, Mustafa Duman'ın kitapları ve Nasreddin Hoca üzerine çalışmalarını irdeledi. Koz, Nasreddin Hoca konusunda Duman'ın incelemelerinin benzeri olmadığını/olamayacağını, kıskançlık yaratacak düzeyde titiz çalışmalarının halk kültürü külliyatına büyük katkı olduğunu, fındığın, çayın, yorganın böylesine ince ayrıntılarla anlatılabilmesinin "belki de yaptığı pozitif bilim eğitimine' dayandığını, Duman'ın sözü dinlenir, ortaya koyduğu düşünceler 'zor tartışılır', araştırma konularında hiçbir özveriden kaçınmayan, titiz bir araştırmacı konumunda bulunduğunu vurguladı.

KIYI dergisinin dün Maltepe Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi tiyatro salonunda gerçekleştirilen etkinliğe aralarında Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen; KIYI dergisinin sahibi Fethi Yılmaz ve derginin Yazı İşleri Müdürü Şermin Yılmaz, Mimar Aysel Durgun, Şermin Ünlüer Yılmaz, yazar Ömer Asan, Ali Kemal İpek, Eyüp Muhcu, İlker Bakioğlu, Yasemin Bakal Alyeşil, Ayhan Aydın, Hayrullah Ertem, Folklor dergisi yayın yönetmeni Serap Gürsoy, bakırcı İzzet Kaya, eski Maçka Belediye Başkanı Neşat Karsan'ın torunları Fatoş, Şennur ve Ayberk Gazioğlu, Kartal Karadenizliler Derneği Başkanı Hasan Okhan Okumuş, Süleyman Meriç, Mustafa Duman'ın ailesinden oğulları Can Duman, Yetkin Duman, torunu Bora Duman, eşi Ayçe Duman'ın da bulunduğu çok sayıda izleyici katıldı.  

 

 

 

Görseller: Ali Mustafa (teşekkür ederiz)

Haber: BRT Yayın Grubu Genel Yönetmeni Alâettin Bahçekapılı

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER